Mersin ekonomik anlamında dev bir sıçramanın dönüm noktasına gelmiştir. Mersin, küresel ekonomi zincirinin ayrılmaz ve sağlam bir halkası olabilme fırsatını yakalamayı başaran; daha doğrusu bu fırsatı elde etmenin eşiğinde duran bir kenttir. Ya bir adım atarak artık Barselona, Londra, New York gibi dünyada adı duyulan, ekonomisi ve sosyal yaşam kalitesiyle bir marka dünya kenti olacağız, ya da o adımı atmayı bekleyerek potansiyellerimizi konuşmaya devam edeceğiz.
Bekleyen kamu yatırımları bölgenin kalkınmasının önünde baraj gibi duruyor
Peki, bu adımı atmamıza engel olan şeyler nelerdir? Bunların başında Mersin’in beklediği önemli kamu yatırımları gelmektedir. Bekleyen bu kamu yatırımları Mersin’in ekonomik ve sosyal sıçramasında, hatta sadece Mersin’in değil Çukurova’nın ekonomik ve sosyal gelişim sıçramasında bir baraj gibi engel teşkil etmektedir. Oysa bu yatırımlar hayata geçebilse sadece Mersin değil, tüm Çukurova ve hinterlandı bütünsel bir kalkınma gösterecektir. Bu noktada önemli olan konu, bekleyen bu yatırımların aslında sadece bir siyasi irade anlamında veya sadece yerel dinamiklerin talebi ile planlanan yatırımlar olması değil, aksine küresel ekonominin dinamiklerinin talep ettiği, küresel ekonomi zincirinin ihtiyaç duyduğu ve bundan dolayı da gerçekten fizibil, uygulanmasının büyük kar ve kazanç getireceği, gerçekçi yatırımlar olmasıdır. Türkiye’de lojistikten tarıma, turizmden sanayiye kadar omurga sektörlerimizde olmayacak yerlere, zorlama garantilerle, uzun vadede bile kar ve kazanım sağlamayacak yatırımların önü açılırken, lojistiğin merkezi konumunda olan Mersin’in hala lojistik köy projesini beklemesini, Mersin Ana Konteyner Aktarma Liman yatırımını beklemesini, Çukurova Havalimanı’nın açılmasını beklemesini, tahsisi edilen turizm alanlarına yatırımcıların çivi bile çakmamasını ve bir şey yapmayacaklarsa bu tahsislerin geri iadesinin bile istenmemesini, Akdeniz Sahil Yolu’nun yılan hikayesine döndürülmesini, bırakın Akdeniz Sahil Yolu’nu, Çeşmeli-Taşucu gibi altı üşüt 100 kilometrelik bir otoban bağlantısının bile inşaat süreçlerinin iptali söylentilerini anlamak, akıl ve mantıkla izah edebilmek mümkün değil. Bu yatırımların Mersin’den daha çok hinterlandımızda bulunan illere hizmet verecek olması da cabası… Biz Mersin ekonomisinin bölgeye ve ülkemize vereceği katkının yaratacağı o büyük resmi herkesin görmesini diliyoruz.
Mersin yeni İstanbul, Çukurova yeni Marmara olabilir
Mersin Mersin’den ibaret değildir. Mersin orta vadede Türkiye’nin yeni İstanbul’u, merkezinde Çukurova Bölgesi olan Doğu Akdeniz ve hinterlandı ise Türkiye’nin ekonomik anlamda yeni Marmara Bölgesidir. Türkiye’nin ihracatının ve üretimini %70’ini Marmara Bölgesi üretiyor. Kim Türkiye’nin fazladan bir Marmara Bölgesine daha sahip olmasını istemez? Türkiye en az son 50 yılında tüm kaynaklarını İstanbul, İzmit Körfezi ve Marmara kentlerine aktarmış, tüm yatırımları burada kurgulamış, tüm destekleri buraya vermiştir. Bu bölgedeki kamu yatırımları asla geciktirilmemiş, fazlasıyla yapılmıştır. Alt yapıları desteklenmiştir. Biz şunu iddia ediyoruz. Marmara Bölgesine verilen desteklerin onda biri Mersin ve Çukurova Bölgesine verilsin, 20 yılda bu bölge Türkiye’nin ve dünyanın yeni ekonomi bölgelerinden birisi olur. Çünkü Mersin’in zorlama yatırımlara, zorlama projelere ihtiyacı yok. Mersin çölde zorla yaratılan Las Vegas değildir. Mersin, doğal bir liman kentidir. Mersin tarihinde daha limanı yokken, üç tane tahta iskelesi varken bu potansiyeli keşfedilmiş ve bu üç tahta iskele ile Akdeniz’de deniz ticaretinin merkezi olabilmiş bir kenttir. Üç tahta iskele ile Mersin Akdeniz’in en etkin 3 limanından biri olmuştur. Biz de diyoruz ki, eğer Mersin Ana Aktarma Konteyner Limanı zamanında yapılırsa- ki en fazla 2-3 yıl sürer- Mersin, Akdeniz’in en etkin birinci limanı olur, rakipsiz olur. Bunun ne anlama geldiğini uzmanlar iyi biliyor. Eğer Mersin Ana Aktarma Konteyner Limanı ertelenmezse, üzerinde siyasi kararlar yerine ekonomik yarar, ülke menfaatleri konursa Türkiye bu limanla Kuzey Afrika, Orta Doğu, Avrupa, Rusya, Kafkaslar ve Türki Cumhuriyetler aksında sadece bir lojistik karar verici değil, aynı zamanda tetiklediği sanayi ve tarım üretimiyle, yaratacağı rekabet gücü ile bölgenin rakipsiz gücü haline gelir. Eğer Akdeniz Sahil Yolu zamanında tamamlanırsa, bekleyen otoban bağlantıları zamanında yapılırsa, Ege’nin ve Antalya’nın dolma noktasına gelen turizm yatırımları Mersin’in 326 kilometrelik muhteşem sahiline döner. Burası, Türkiye’nin yeni, farklı konseptlerle kurgulanan, yeni dünyanın yeni müşteri taleplerine cevap verecek yenilikçi bir turizm bölgesine dönüşür. Kazandıracağı ekonomik katkı ile yeni bir Antalya yeni bir Marmaris, yeni bir Bodrum’u kim istemez? Mersin tüm ilçeleri ile bu potansiyele sahiptir. Bu noktada kendi yatırımcısı ile bile kendi göbek bağını kendisi kesebilen bir kenttir.
Mersinli yatırımcılar Mersin turizmine sahip çıkmıştır
Bu hafta Mersinli yatırımcılar Kargıcık Turizm Merkezi’ni hayata geçirmenin adımını attılar bile. Kent turizmini canlandırmak yeni bir soluk getirmek hedefiyle bir araya gelen Mersinli yatırımcıların kurduğu Mersin Kargıcık Turizm Anonim Şirketi, Kargıcık Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nde yer alan 2 parselin tahsisini almaya hak kazandı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak Mersinli yatırımcılara öncü olduk, bir araya getirdik ve gelin Mersin’e ve Mersin turizmine biz sahip çıkalım dedik. Çünkü daha önce tahsis edilen alanları alan ulusal yatırımcılar bir çivi bile çakmadılar ve hala da bu tahsisler alt yapıları tamamlanmış olmasına rağmen bekliyor. Mersin’i bekletiyor ve oyalıyorlar. Biz de Mersin yatırımcıları olarak Mersin turizmine sahip çıktık. Bu sadece Mersinli yatırımcıların bir hareketi değildir. Uluslararası yatırımcıları da tetikleyecek, dikkatleri Mersin’e çekecek bir adım olacaktır. Bu yatırım adımı Mersin’in bu konudaki makus talihini değiştirecektir. Bu gelişmeye paralel yılsonuna kadar açılması planlanan Çukurova Havalimanı bu büyük resmin en önemli parçasıdır. Mersin iş dünyası Mersin’in bu küresel sıçrama döneminde elini de, kolunu da ataşın altına koymaktadır. Mersin en zor zamanlarda ihracatını 5 milyar seviyesine yaklaştırmıştır. İthal ettiğinden fazlasını ihraç eden bir kent olmayı başarmıştır. Mersin sanayisi üretmektedir. Mersin tarımı bir markadır. Mersin lojistiği kendi çabası ile mucizeler yaratmaktadır, katma değer yaratmaktadır. Mersin turizmcisi tüm eksik alt yapılarıyla mucizeler yaratmaktadır. Tüm beklenen büyük kamu yatırımlarına rağmen Mersin, vergi verme oranı ve miktarı ile Türkiye’nin beşinci ilidir. Bu şunu gösterir: Mersin, Türkiye’nin en büyük beşinci ekonomisidir. Şimdi, ülkesine bunları veren bir kente, ülkesine aldığından fazlasını veren bir kente yapılacak kamu yatırımları iptal ediliyorsa, erteleniyorsa, yatırım yerleri gizli kapaklı başka bölgelere kaydırılıyorsa bilinsin ki cezalandırılan Mersin değil Türkiye’dir. Bu büyük resmi göremeyenler en büyük kötülüğü Mersin’e değil ülkemize, yapmaktalar. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Mersinliler bu yatırımların takipçisi olmaya devam edecektir.
Ayhan KIZILTAN
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı